tag:blogger.com,1999:blog-2511830076430150114.post1554927721398660195..comments2023-08-01T10:27:53.709+02:00Comments on Yaşam İşaretlerİ: Kendini BilmekHakan Yüceferhttp://www.blogger.com/profile/06671407571595971080noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-2511830076430150114.post-58376417665309320082009-11-19T21:57:56.862+01:002009-11-19T21:57:56.862+01:00Kendini bilmek diğer bilgileri hangi anlamda koşul...Kendini bilmek diğer bilgileri hangi anlamda koşulluyor? Bu soru Alkibiades diyalogunda değil, Kharmides’te ele alınıyor ve büyük ölçüde de çözüme kavuşturulmadan bırakılıyor. Alkibiades daha çok kendini bilmenin politikayla ilişkisi üzerinde durduğu için bu soruya geri dönmüyor. <br />Tartışmayı iyi izlemek için iki önemli ayrım yapmak gerek: ilki tekillik, kişisellik anlamında kendilikle ruhun akıl sahibi kısmı olarak kendilik arasında; ikincisi bilgiyle bilim arasında. 1) Tekillik, kişisellik anlamında kendilik tümel bir bilginin konusu olamaz, çünkü kendilikten ne anlaşılması gerektiği kişiden kişiye değişir, tümel bilginin değil ancak deneyimin konusu olabilir. Oysa ruh/akıl anlamında kendilik kişiden kişiye değişmediği ölçüde tümel bir bilginin konusu olabilir. Platon iki diyalogda da kendiliği ikinci anlamda kullanıyor. 2) Bilimle bilgi de aynı şey değil. Kharmides’te bilim (episteme) sözcüğünü ilk kez Sokrates kullanıyor (165c) ve bir anlamda diyalogun yönünü değiştiriyor. Diyalogun bu kısmında, Sokrates’in müdahalesine dek, Kritias bilgeliğin kendinin bilgisi olduğunu savunuyordu. Sokrates bunun bir tür bilim olduğunu söyleyerek fark ettirmeden Kritias’ın savunduğu tezi değiştiriyor. Bu noktadan itibaren kendinin bilgisi kendinin (ve diğer bilimlerin!) bilimine dönüşüyor. Başka bir deyişle, kendilikle ilgili etik bir tartışmadan bilimlerle ilgili epistemolojik denebilecek bir tartışmaya geçiliyor. Buradaki sorun şu: bilgelik ya da kendinin bilgisi bilimlerin bilimiyse çelişik gibi görünen bir kavrama ulaştık demektir. Çünkü her bilim kendi alanında incelemeler yapar, bütün bilimlerin farklı farklı alanlarını kapsayacak, yani hem tıpta hem mimarlıkta hem matematikte… doğruyu yanlıştan ayırt edebilecek bir bilim düşünmek imkansız. <br />Bu ayrımları yaptıktan sonra tartışma biraz daha açık hale geliyor. Biraz kendimi tekrar edersem, Kritias sırayla iki temel tez savunmuştu, bunlar da iki aporiye yol açmıştı: 1) tez: bilgelik kendini bilmektir; apori: her bilginin ya da bilimin kendi nesnesi var, oysa kendini bilmenin böyle somut bir nesnesi yok. Bunun çözümü Alkibiades’te var aslında. Felsefi diyalog, özellikle de Sokratesçi çürütme yöntemi başkasıyla ilişki üzerinden kendilik denebilecek şeyi nesneleştirmeyi, bir söylemin konusu yapmayı sağlıyor. Ayrıca özellikle Alkibiades’in sonlarından öğrendiğimiz kadarıyla kendilikten kasıt tekil, indirgenemez bir şey değil ruhun akıl sahibi kısmı. Yani kendini bilmenin de somut bir nesnesi var: ruh. 2) tez: kendini bilmek bilimlerin bilimidir (bu aslında Sokrates’in bilginin yerine bilimi geçirerek Kritias’a çaktırmadan kabul ettirdiği tuhaf bir tez); apori: tek bir bilim her şeyi bilemez, bütün bilimlerin bilimi olamaz. İki diyalogda da bu konuyla ilgili tam bir çözüm yok. Ama Kharmides’in sonlarında kendini bilmenin aslında iyiyle kötüyü bilmek olduğu ortaya çıkıyor gibi (174b’de Kritias yine aslında ne dediğini tam bilmeden bu tezi ortaya atıyor). Ama ruhun ve iyiyle kötünün (ya da Alkibiades’te öne sürüldüğü gibi erdemin ve adaletin) bilgisi olarak bilgeliğin bilimlerle ilişkisi ne olacak, o belli değil. <br />Bu son sorun yazıda da dediğim gibi iki diyalogda da çözümsüz kalıyor. Ama bazı spekülasyonlar yapmak mümkün elbette. Şöyle denebilir belki: kendinin bilgisi Kritias’ın sandığı gibi bilimlerin bilimi, yani bir tür evrensel bilim değil. Her bilim kendi uzmanlık alanında son sözü söyleme hakkına sahip. Ama kendinin bilgisinin ya da bilgeliğin diğer bilimlere bir üstünlüğü var gibi. Neyin iyi neyin kötü olduğunu bildiği ölçüde kendinin bilgisine sahip kişi diğer bilimlere yön verebilir, onları iyiye yöneltip kötüden uzaklaştırabilir. Bunu yapabilmek için her bilimde uzman olmaya falan gerek yok. Ama bu son söylediğim şey bir spekülasyondan ibaret ve bunu doğrulamak için Platon’un daha az aporetik diyaloglarına, örneğin Devlet’e, Yasalar’a bakmak gerek.Hakan Yüceferhttps://www.blogger.com/profile/06671407571595971080noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2511830076430150114.post-26080434646525000842009-11-13T20:43:23.427+01:002009-11-13T20:43:23.427+01:00kendini bilmek diğer bilgileri koşulluyor? bunun a...kendini bilmek diğer bilgileri koşulluyor? bunun anlamı nedir, nereye varır bu?kaanhttps://www.blogger.com/profile/13021292942528515117noreply@blogger.com